27.10.2011

insan....

Hacettepe'deyken, sik sik gordugum bir dergi ve pankartlari vardi.
Derginin adi "Kaldirac" ti. Sosyalist bir dergi.

Derginin slogani soyleydi :

"Insan tarihin oznesidir. Degisir, degistirir."

Dogru, hem de cok. Uzun suredir aklima islemis ve arasira da kullandigim bir soz oldu bu slogan.

Ama bahsedecegim konu bu degil.

4 arkadas, Budapeste'ye taaa Macaristan'a gittik, geldik, cok ama cok eglendik. Dondugumde yazacak, anlatacak birsuru sey vardi. Ama zamanla ve hayatin kosusturmalari arasinda yazma-cizme isleri unutuldu gitti.

O yuzden :

"Insan tarihin oznesidir. Unutur" daha dogru bir soz gibi geldi bana.

Ama unutmadan yazmaya calisacagim.

Bu arada gecen hafta da Londra'daydim. Yeni dondum.
Onu da yazacagim.

6.09.2011

Macaristan Yolu

Temmuz ayi basinda, Agustos icinde Sziget Festivali'nde Gogol Bordello'yu dinlemek ve biraz da kafa dagitmak icin arkadaslarla (Sinan Vural, Faik Baydar ve Murat Yallikurt) Macaristan'a Budapeste'ye gitme karari aldik.


Hemen ardindan ucak biletini hizlica ayarladim tabi..

Oncelikle wizzair'dan ucak biletlerimizi aldik. (adam basi gidis-donus 40€)

Ancak nasil bir sans varsa wizzair Istanbul'dan Budapeste'ye koydugu ucuslari kaldirdi. Telefonla bilgilendirme yaptilar ve eklediler "Eger isterseniz Antalya'dan ucabilirsiniz. ucusunuzu fark istemeden Antalya cikisli olacak bicimde kaydirabiliriz" dediler. Ama Antalya'ya yapacagimiz seyahati ne yazikki odemiyorlardi.

Bunun uzerine ben de ucretin iadesini talep ettim. Simdi kisaca wizzair'in nasil calistigini anlatayim. Ucusu wizzair yapiyor, ancak satisi bravofly'in sitesinden yapabiliyor. Yani bu da ya altyapilari yok ya da yakin kuruluslar diye dusunduruyor. (tipki Efe Tur'un bilet satislarini Ipek Turizm'den yapmasi gibi) Iptali'de dolayisiyla biraz sancili oluyor. Cunku bravofly'in yazili ortamda istek/talep/sikayet iletilebilecek bir ortami ne yazikki bulunmuyor. Sadece telefonla ulasabiliyorsunuz ve bir iade islemini tamamen cozume kavusturmak icin en az 2 gorusme yapmak gerekiyor.

Neyse, 9 gunluk bekleyisin ardindan odedigim tutari kredi kartima sorunsuzca yatirildi.

En sonunda kesin cozumu yine Macar Havayollari'nda buldum... 4 kisi icin gidis-donus ucus ve tam sehir merkezinde (cok da guzel bir yerde) Ibis Hotel'de oda-kahvalti kalis icin odedigimiz tutar 721€ oldu. Bu para ile sorunsuzca gittik, kaldik ve donduk.

Vize islemleri, hava yolu, otel ve diger konularla ilgili yakin zamanda yeni bir yazi yazacagim..

tuborg yesil

Haziran ayinda bir yazimda da yazmistim, uzun zaman olmustu Tuborg icmeyeli. Bulgaristan'da doya doya Tuborg Yesil ictikten sonra Turkiye'ye geldikten sonra yine yesilsiz kaldim.

Biraz da kafam bozukken Tuborg'a konuyla ilgili bir mail attim ve kisaca dedim ki:
"Arkadas, piyasada yesil mi yok, yoksa ben mi bulamiyorum?"

Beklemedigim kadar kisa bir surede urun muduru Murat Bey'den asagidaki gibi bir bilgilendirme maili aldim.
Konu hakkinda benim gibi Tuborgseverleri de bilgilendirmek istedigim icin maili paylasiyorum.

Hayirli olsun ....

"Sayın Uğur İleri

Öncelikle konuyla ilgilihassasiyetinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür etmek isteriz.Tüketicilerimizden aldığımız geri bildirimler sayesinde, ürünlerimizi ve ürüneyönelik hizmetlerimizi geliştirerek sizlere en doğru şekilde ulaşabilmek;şirketimizin en önemli amacı olmuştur ve olmaya devam edecektir.

Bu amaca yönelik olarak, 2009 senesi içinde ‘olması gerektiği gibi bira’ üretmek amacıyla; Tuborg ürünailesi ile ilgili çalışmalar yürüttük ve 2010 yılında, Tuborg Gold %100 Maltlansmanımızı gerçekleştirdik. Aynı dönemde yeşil şişedeki Tuborg Green markamızpiyasadan kaldırdık. Bu değişikliğe gitmemizin nedeni siz tüketicilerimize tekbir üründe, bize göre ‘Adam Gibi Bira’yı, sunabilmekti.

Adam Gibi Bira’mızı, Arpadan üretilen %100 Malt, Su,Şerbetçiotu ve Tuborg Mayası kullanarak üretmekteyiz. Kalite anlayışımız ve‘olması gerektiği gibi bira üretme’ amacımızdan dolayı, diğer birafirmalarının üretim maliyetlerini kısmak için kullandıkları ‘şeker’ve ‘pirinç’ gibi hammaddeler, Tuborg Gold %100 Malt’ıniçeriğinde kesinlikle yer almamaktadır.

Herhangi bir sorunuz olursabizlere ekteki bilgilerden ulaşabilirsiniz. Görüşlerinizi dinlemekten vesorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarız.


İyi günler dileklerimizle, "

30.07.2011

micus



Bu post'u ilk defa 10/23/08 tarihinde yazmaya baslamisim ve o zamandan beri Draft'ta birakmisim.
Kac defa yazmaya baslayip biraktigimi inanin hatirlamiyorum. Ama cidden cok zor yazmak, anlatmak, hatta bazen dinlemek Micus'u ...

Yaklasik 9 senedir -belki de daha fazla zamandir- Stephan Micus dinlerim.
Sadece sevdigim kisilerle paylasirim onu, muzigini sanirim o yuzden bu kadar zamandir bu yazi bos duruyor, tamamlanmiyor.
Ama sonucta zor bir durum; dusunsenize cok deger verdiginiz bir arkadasiniz-dostunuz ile anlatiyorsunuz  bu muzigi, dinliyor.... ama sevmiyor.. Sanirim bu yuzden korktum. Ama su ana kadar dinleyen hicbir arkadasim begenmemezlik etmedi.

Stephan Micus kimdir, nedir, nasil birseydir, yenir mi? Gibi sorulara cevap vermek istemiyorum. Arastirmak isteyenler `http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=stephan+micus` burdan okuyabilirler...

Ama nasildir Micus dinlemek soyle soyleyebilirim...
Dingin bir yerel alet calar, sonra yavastan gitar girer en son olarak da akordu degisik yapilmis bir keman.
Dinlerken ezilirsin, buzulursun, uzulursun, icin acir, gozlerin dolar...

Mesela : Darkness and Light Part 1, To the evening child...


Bir bu adam boyle yapar beni, bir de Mozart'in Requiem'ini yorumlayan Karajan...

Bunlar nasil insanlar? Nasil boyle muzik yapiyorlar, yapabiliyorlar ??
Nasil oluyor da bu sekilde icim aciyor??

Anlayamadim ....





Bulgaristan'a devam

Yazdığım sinir ve yolculuk yazilarinin ardindan sanirim artik Burgas nasil bir yerdir, neler yapilabilir gibi konulara girme zamani geldi.

Bildiginiz gibi Istanbul-Burgaz yolu 6,5-7 saat kadar. Buna sinir-gumruk islemleri ve otobusun yoldan Corlu'ya ugramak icin sapmasi da dahil.

Sinirdan sonraki yolculuk yaklasik 1,5 saat kadar suruyor. Siniri gectiktem sonra akla ilk gelen soru da su oluyor aslinda : "Bir hudut iklimi ve agac populasyonunu bu kadar mi birbirinden ayirir?" İsmail Bey'in de dedigi gibi :"Sanirim Sahra colu bile Turkiye'den yesil". (cetintas)

Devasa agaclarin bulundugu ciddi yesil bir bitki ortusu arasinda uzayan tek serit yolda yaklasik 1,5 saat gidiyorsunuz, sonrasinda Burgas garajina variyorsunuz. Nereye gidersem gideyim en dikkatimi ceken yerler garajlardir, cunku garajlar (bence) bir sehrin en pis, en bakimsiz, en az bulunulmasi gereken yerleri oralaridir ve Burgas'in garaji da tam tahmin ettigim gibi cikti.




Burdan sonrasi kolaydir aslinda. Kalacagimiz otele (Hotel Luxor) yuruyerek 5-6 dakika gibi bir zamanda gittik.

Otelin fiyati iyi, temizligi guzel, kahvaltilari kotu ve buhar banyosu denen saunamsi zimbirtisi ise 10 numara 5 yildiz.

Ne kadar odedik peki : 3 gece 4 gun ve minibar kullanimi 280 lira, bu 2 kisilik ucret.



Otel denize yayan 5 dakika uzaklikta.
Ancak en guzel ve hareketli Burgas plajlarina ise yaklasik 20-25 dakika yuruyus mesafesinde..


24.07.2011

panoramik fotolar

Daha once Samsung i7500 kullaniyordum. Bir sure once telefonumu degistirdim ve yerine Motorola xt720 aldim.
XT720 uzerinde panoramik fotograf cekme ozelligi bulunuyor. (belki de i7500'de de var ancak ben gormemis olabilirim)
Neyse, Burgas'da da deneme firsati buldum.
Cektigim fotograflardan birkaci burada :

Otelin penceresinden;


Beceremedigim bir cekim;


Deniz kiyisi;


insaata bayrak asmak

Bilenler bilir, Turkiye'de biten insaata (kabasi biten) Turk bayragi asmak gibi bir adet vardir.
Bunun turlu orneklerini defalarca defa gormustum.
Bilmeyenler icin abartili bir ornegi asagida verdim:


Bu olayin aynisini Bulgaristan'da da gordum. Dumur olmus bir bicimde kaldim, ama bu arada fotografini da cektim. Demekki sadece bizde olan bir adet degilmis.



Yurtdisinda bu sekilde benzerlikler gormek insana kendisini bir acayip hissettiriyor dogrusu.

Hatta bunula ilgili de bir sozluk girdisi buldum : http://www.itusozluk.com/goster.php/in%FEaat+bitiminde+%E7at%FDya+t%FCrk+bayra%F0%FD+asmak


11.07.2011

Bulgar Siniri

Yola cikana kadar benim de karayolundan sinir nasil gecilir pek bir bilgim yoktu.

Hemen sinirdaki muhabbeti ve yasadiklarimizi paylasayim :

Simdi olay soyle oluyor.. Oncelikle buradan giderken tabi Turk sinirina girmeniz gerekiyor. Turkiye sinirina otobus gelmeden pasaportlarinizi ve bagaj fislerinizi muavin dagitiyor.
Sinira geldiginizde oncelikle tum otobus asagiya indiriliyor. Indirildikten sonra hudut karakoluna aliniyor.
Hudut karakolunda kabaca neler var hemen sayayim : "Polis/Jandarma, Vezne, Banko ve Ilk yardim icin ufak bir revir"

Akilda kalan baska bir soruyu  da cevaplayayim hemen " Evet, sinirda 15 tl.lik yurtdisi cikis ucreti odemek icin bir vezne var." Oncesinde Pulu ya da banka dekontu olmayanlar bu vezneye ugrayip para oduyor. Para odendikten sonra hemen yandaki siraya geciliyor ve standart pasaport ve bandrol kontrolu yapiliyor. Hemen orada pulun uzerine "CIKIS" muhru vuruluyor.

Turkiye tarafindaki islem kabaca bu kadar. Hemen disarida tuvalet ve Freeshop da var. (freeshop gazete bayiinden biraz buyuk)

Bu arada unutmadan soyleyeyim, sinira yaklastigimizdaki olum sessizligine inat, biz de Senol'la beraber asagidaki videoyu bangir bangir izliyorduk.. :)


Turkiye tarafinda cikarken cok bir kontrol ve denetim yok dogrusu. Ardindan Bulgaristan tarafina geldigimizde ilk kapida bizi Bulgar bir polis amca "Hojjgeldin" diyerek karsiladi ve teker teker yuzlerimize bakarak pasaportlarimizi topladi.

Ardindan otobusun iki tarafindaki bagaj kapaklari acildi ve kopeklerle birlikte bagajlar ciddi ciddi kontrol edildi. Bu noktada cantasinda sorun olabilecegi dusunulenler asagiya indirilerek cantalarini hemen soldaki metal masaya bosaltmalari istendi.

Bagaj kontrolu de tamamlandiktan sonra (daha pasaportlari almadik tabi) Bulgar karakolunda oturup pasaportlari inceleyip muhurleyen baska bir polis de suphelendigi kisileri yanina cagirdi.

Nasil bir sanssa, koca otobuste (gerci sadece 15 kisi vardi) sadece ikimiz cagirildik.
Bize sorulan sorular ve cevaplari kisaca soyle :

-- Ingilizce biliyor musun?
- Biraz..
-- Hmm, biraz?
- Biraz..
-- Neden geldiniz Bulgaristan'a
- Gezmek icin, haftasonunu gecirecegiz
--Nerede kalacaksiniz?
- Burgas Hotel Luxor'da (sorabilecegi icin hemen daha onceden hazirladigim rezervasyon belgesinin ciktisini uzattim, o da aldi bakti)
-- Ne zaman doneceksiniz?
-Pazar gunu
-- Saglik sigortaniz var mi?
- Var (onu da cikardim, gosterdim. uzun uzun bakti)
-- ...??
- Baska birsey var mi?
-- Yok !

Eleman cidden acaip cikmisti. Burada aklima dusununce gelen 2-3 soru var.

1- Neden biz?
Senol'un ilk vizesi diye mi?
Pasaportlarimiz uzerinde sirket ismimiz kursun kalemle yazilmis diye mi?
Bulgaristana ilk defa giris yapan tek Turk biz oldugumuz icin mi?
Yanyana oturan 2 sap oldugumuz icin mi?

2- Akil edip belgelerin ciktilarini almasaydik ne olurdu?

( Daha once Polonya Varsova Chopin Havaalaninda'da sormuslardi ve o zaman belgelerim yanimda degildi ancak yine de almislardi)



Jaegermeister



23 Haziran ogleden sonra Burgaz'daki otelimize varip yerlestikten sonra, aksam dolasmak ve sehri tanimak icin disariya ciktik.


2-3 yere birseyler ictikten sonra yukarida resmi gorulen mekana gittik.



Disariya masalar atmislar ve tatli da bir muzik acmislar. Gramafona cok yakin olan bu mekanda uzun suredir icmedigim Jaegermeister'i yeniden icme firsati buldum. Senol ilk defa deniyordu ve o da cok begendi.

Hemen otelde icmek uzere 1 sise alma konusunda anlastik. Bu arada 1 sise de evde var (en azindan bugun itibariyle yarim).

Meraklilara duyrulur...





1.07.2011

Bulgaristan Yolu

Ve iste gittik geldik...
JRR Tolkien'in de dedigi gibi "...there and back again..."
Senol'la beraber 23 Haziran sabahi yola ciktik ve 26 Haziran gecesi de donduk. Merak edenlere 2-3 yazida nasil gectigini, nasil gidilebilecegini, neler yapilabilecegini vs. dilim dondugunce anlatmaya calisacagim.

Oncelikle pasaportumuz var diye dusunuyorum.
Senol'la Bulgaristan konsolosluguna gidecegimizi dusunup http://www.vize.net/bulgaristan-vizesi.html adresinden gerekli belgeleri toplamaya karar vermistik ki, aklima vizeyi sirkete aldirmak geldi.
Biz de o sekilde davrandik. Maas bordromuzu imzalattik, pasaport ve 1 adet foto ile basvuru belgemizi IK'ya verdik.
IK, Vize'yi Istanbul'dan  cikartmis ve sadece 1 giris icin vermis ve sadece 3 haftaligina. Bizim de 4 gunden fazla kalmak gibi bir planimiz yoktu ve hedefimiz de Burgas'ti.

Vize yaklasik 3 isgununde cikti ve sorunsuzca bize ulasti. Simdi, biletlerimizi almamiz gerekiyordu, biz de oyle yaptik. (60 euro vize ucreti)
Bu arada bilgi olsun sizlere, Burgaz'a giden (en azindan bizim gordugumuz) 3 firma var.
1. Nisikli (http://www.nisikliturizm.com.tr/)
2. Metro Turizm (http://www.metroturizm.com.tr/)
3. Istanbul Seyahat (http://www.istanbulseyahat.com.tr/)

Biz rezervasyonumuzu Nisikli'den yaptirdik, ancak bilet almaya giden Senol, neden sonra bileti Metro'dan almis olarak dondu. Simdi hemen bu noktada belirteyim. Nisikli ile Istanbul-Burgas 55 TL, Metro Turizm ile ayni mesafe 60 TL.

Seyahat gunu geldi ve saat 08:45 te Istanbul Esenler otogarindan hareket ettik.
Simdi herkesin aklinda "sinir muhabbetleri nasil oluyor, otobus yolculugu nasil" vs gibi sorular oldugunun farkindayim, cunku ayni sorular bende de vardi.

En bastan alirsam, yolculuk boyunca en dikkat edilmesi gereken 3 nokta var:
ilk once pasaportunuzun yaninizda oldugunu son defa kontrol etmek gerekiyor. Bu 1.

Sonra bagajlar teslim ediliyor ve bagaj fisleri aliniyor.
Bagaj fisi dikkat edilmesi gereken ikinci nokta.

Son nokta da otobus bileti.
Bu 3 bilesen birarada olmasi gerekiyor ki bir sikinti cikmasin.


Otobusun hareketinin hemen ardindan, hostes geliyor, bagaj fisi, bilet ve pasaportu aliyor.
Bu topladiklarini bir tabloya yaziyor ve sinira yaklasirken size listeyi getirip, getirdigi listeye imza atmanizi istiyor. Yani siz orda "Evet bu pasaport benim, bilet de benim, hatta bagaj da benim. Icinden ne cikarsa kabulumdur." diyorsunuz.

Bu arada, Nisikli seyahat de ayni yoldan mi gidiyor bilmiyorum ama, Metro Turizm Corlu'ya giriyor ve yolu birhayli (yaklasik 45 dakika uzatiyor).



Yukaridaki haritada gorebildiginiz gibi kavaklidan sonra abuk bir sapma var.

Bu arada Bulgaristan'a giderken Kirklareli'nde Derekoy'den cikis yapiyorsunuz.

Ben hudut mevzularini bir sonraki yazimda yazacagim ...
Simdilik bu kadar

19.06.2011

tuborg


Bira icmeyeli cidden cok zaman olmus. Az once disaridan eve gelirken "su tekel bayiinden yesil tuborg alayim" dedim. ve yine tahmin ettigim gibi, yesil tuborg yine yok.
Sanirim piyasadan kalkti, ama arkadasim hic mi dusunmuyorsunuz bizi. Ne olacak bizim maduriyetimiz bu sicak yaz gunleri yaklasirken??

Neyse, hemen 1-2 havadis. 
1. Emre'yle bugun kayigimizi (anason) evimin onundeki kayikhaneye getirdik. Ona iskele hazirlaniyor, boyanacak, bu yaza daha fazla denize cikacagiz umarim.
2. Senol'la benim Bulgaristan vizelerimiz geldi. Sirket islerimizi halletti sagolsun. Nasipse 23 Haziran'da Metro Turizm ile 8:45 e yolcuyuz.
3. http://www.tripit.com diye bir site var. Ozellikle gezme sezonunu yeni acanlarin sevecegini dusundugum bir site, goz gecirmekte fayda var.
4. Tuborg'u cok seviom ben ....

10.06.2011

Gecen Zaman

Uzun zaman oldu yazmayali,
1 yili bile gecmis. Birsuru sey oldu tabi bu zaman zarfinda.
Simdi blog'un ana hattina bakarak icinizden "Ne baba linux projeleri gelmistir, neler yapmissindir, neler ogrenmissindir..." diyebilirsiniz.
Oysa tek bir cevabim var.. "Neredeyse hicbirsey !!!"
Bu kadar kesin.

Peki neler oldu, neler yaptim?
Oncelikle gecen sene 1 Temmuz'da yayinlanan tamim ile terfi ettim. Ama Linux ile ilgili bir ise degil.
Teknik bir ise de degil, "Yardim Masasi Ekip Liderligi"ne.. Ekibimde (su anda) 20 kisi var.(and still counting...)
Aslinda teknik bir is, ancak ekip 20 kisilik olunca teknik islere bakacak zaman ve de efor olmuyor tabi. Ayrica ekibin Golcuk, Gebze, Kartal ve Inonu'ye dagilmis olmasi da isi baya zora kosuyor. Cunku her lokasyonu ayri ayri gezmek, her yerle-herkesle ayri ayri ilgilenmek gerekiyor. Daha once tamamen makinalarla calisan (ve aslinda bunu bilerek ve isteyerek secmis birinin), tamamen farkli bir kulvarda tamamen farkli bir ortamda, insan merkezli olarak ve yonetici unvani ile calismasi hepten zor.

Neyse zaman buldukca anlatacagim neler oldugunu, neler yaptigimi..
Hangi egitimlere gittigimi, Polonya'yi, isleri, gidisati..

Belki de Bulgaristan'i ...